Keratokonus Nedir? Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi

Giriş

Keratokonus gözün ön tabakasının incelip konik bir şekle bürünmesiyle seyreden ilerleyici ve ciddi bir göz hastalığıdır. Bu yazımızda “keratokonus nedir?” “keratokonus belirtileri” “keratokonus tedavisi” “keratokonus ameliyatı” ve “keratokonus nedenleri” başlıkları ele alacağız. İçeriğimiz bilimsel kaynak ve araştırmalara dayanarak hazırlanmıştır. Aradığınız sorunun yanıtını içeriğimizde bulamıyorsanız sayfanın en alt kısmında “Uzmana Sorun” bölümünde sorularınızı bize iletebilirsiniz. Sorularınız mümkün olan en kısa sürede yanıtlanır.

Keratokonus, korneanın (gözün ön saydam tabakasının) incelip konik bir şekle bürünmesiyle seyreden ilerleyici bir göz hastalığıdır. Normalde kubbe biçimli simetrik bir yapıdaki kornea, keratokonus geliştiğinde merkez veya parasantral bölgede incelir ve konik çıkıntı oluşur. Bu yapı değişikliği, ışığın retinaya odaklanmasında düzensizlik yaratarak bulanık ve çarpık görmeye neden olur. Kornea konikleşince düzensiz astigmat gelişir ve bu durum gözlükle tam düzeltilemez. Hastalık genellikle ergenlik döneminde başlar ve ilerleyen yaşlarda kötüleşebilir. Her iki gözü de etkiler; çoğu hastada zamanla her iki göz benzer oranda hasar görür. Kornea inceldikçe sık gözlük reçetesi değişiklikleri veya sert kontakt lens kullanım ihtiyacı ortaya çıkar, ileri vakalarda ise görme netliği çok azalabilir.

Aşağıdaki görüntüde solda sağlıklı bir kornea kesiti, sağda ise keratokonuslu bir kornea kesiti görülmektedir. Sağlıklı korneada (üstte) yüzey düzgün bir kubbe formunda iken keratokonuslu korneada (altta) ortada belirgin bir koniklik ve incelme görülmektedir. Zamanla incelen ve “konikleşen” kornea görmeyi bozar, öne çıkıntı netliği bozar. Keratokonuslu korneanın yapısal zayıflığı kırılmayı da etkileyerek ileri derecede astigmatizmaya ve miyopa yol açabilir. Hastalık ilerledikçe gözlük ve yumuşak kontakt lenslerle düzeltme yetersiz kalır, kaliteli görüş için sert (RGP) veya hibrit lensler gerekebilir.

Sağlıklı ve keratokonuslu korneayı karşılaştıran Türkçe medikal çizim: kubbemsi normal kornea ve konikleşmiş keratokonuslu kornea
Keratokonuslu korneada incelme ve öne doğru konikleşme görülürken, sağlıklı kornea kubbe şeklindedir.

Belirtiler ve Erken Fark Etme Yolları

Keratokonus belirtileri hastalığın evresi ilerledikçe ortaya çıkar ve zaman içinde değişkenlik gösterir. Erken dönemde çoğu hastada sadece astigmat artışı veya ışık hassasiyeti fark edilir. Aşağıdaki yakınmalar tipiktir:

  • Bulanık veya çarpık görme: Yakın ve uzak mesafede görme netliği azalır; görüntüler “dalgalı” veya “iki kat” hissi verebilir.
  • Işık hassasiyeti ve parlamalar: Özellikle gece araba kullanırken güçlü far ışıkları veya trafikteki aydınlatmalar rahatsızlık verebilir.
  • Sık gözlük/numara değişikliği: Kısa aralıklarla reçete değiştirme ihtiyacı doğar, çünkü kornea düzensiz biçimde gelişir.
  • Ani görme bozulması: İleri evrelerde korneada ani kornea ödemi (hidrops) gelişebilir; bu durumda bir anda çok ciddi bulanıklık ve görüş kaybı oluşur. Kornea içinde skar ve yara da ortaya çıkabilir.

Bu belirtilerden herhangi biri varsa vakit kaybetmeden göz doktoruna başvurulmalıdır. Muayenede retinoskopi ile bakıldığında keratokonuslu gözde çift yansıma (saksafon hareketi) saptanabilir. İleri vakalarda hasta aşağı bakarken alt göz kapağının uç kısmı konik korneaya temas edebilir; bu Munson belirtisi olarak bilinir. Bu tür bulgular hekim tarafından gözlemlenebilir. Rutin muayenelerde hastalık fark edilmemişse bile, ailede olması durumunda veya atopik hastalık (alerji, egzema, astım vb.) öyküsü olanlarda düzenli kontrol önerilir. Aile öyküsü varsa erken dönemde kornea topografisi gibi ileri görüntüleme testleriyle tarama yapılmalıdır. Kornea topografisi, hastalığın teşhisinde “altın standart” kabul edilir; korneanın eğriliği renkli haritalar halinde incelenerek erken değişiklikler tespit edilebilir. Bu sayede keratokonus başlangıcı, görme bozulmadan önce saptanabilir. Görme belirtileri fark edildikten sonraki hızlı bozulmalarda mutlaka uzman hekime muayene olunmalıdır.

Nedenleri ve Risk Faktörleri

Keratokonusun kesin nedeni tam bilinmemektedir. Genetik yatkınlık önemli rol oynar; Mayo Clinic’e göre keratokonuslu kişilerin yaklaşık %10’unun ebeveyninde benzer hastalık öyküsü saptanmıştır Ailesel geçiş genelde otozomal dominant düşünülür, ancak hastalıktaki değişkenlik nedeniyle birçok etmen rol oynar. Çevresel faktörlerden şiddetli göz ovuşturma bilinçli veya istemsiz yapıyı zayıflatır ve hastalığın gelişme riskini artırır. Atopik durumlar (saman nezlesi, egzema, astım vb.) ve alerjik konjonktivit gibi kronik göz iltihabı da risk faktörleridir. Diğer riskler arasında bazı nadir bağ doku hastalıkları (Marfan, Ehlers-Danlos), Down sendromu ve keratoplasti geçirmiş gözler sayılır. Sigara veya sistemik hastalıklarla ilişkisi net değildir. Kısaca, genetik olarak yatkın kişilerde uzun süreli kornea travması ve iltihabı hastalığı tetikleyebilir.

Keratokonus Evreleri (Amsler–Krumeich sınıflaması): Keratokonus dört evrede tanımlanır.

  • 1. Evre (Hafif): Kornea yüzeyinde hafif eğrilik artışı, astigmatizma düşük, kornea kalınlığı yaklaşık normal (>400 µm). Görme bozukluğu minimal düzeyde, skar yoktur.
  • 2. Evre (Orta): Kornea belirgin biçimde dikleşir, astigmat ve miyop orta düzeyde artar, kornea kalınlığı 300–400 µm civarına iner. Skar hâlâ yok veya çok azdır; görme bulanıklığı artmıştır.
  • 3. Evre (İleri): Kornea daha da dikleşip incelir, astigmat ve miyop ciddi düzeye ulaşır, kornea kalınlığı 200–300 µm’ye inebilir. Başlangıç skarları görülebilir, gözlükle görme çok kısıtlı hale gelir. Sert kontakt lens veya CXL gerekebilir.
  • 4. Evre (Şiddetli): Kornea çok inceleşir (<200 µm), skar belirgindir, görme çok düşük seviyededir. Gözlük veya lensle düzeltilemez, genellikle kornea nakli düşünülür.

Bu sınıflama, tedavi ve prognoz değerlendirmesinde yol göstericidir.

Tanı Yöntemleri

Keratokonus tanısı öncelikle göz muayenesi ile başlar. Yarık lamba mikroskobunda kornea incelmesi, Vogt çizgileri (epitelde gerilme çizgileri) veya Fleischer demir halkası (kornea etrafında birikmiş demir) tespit edilebilir. Bunun yanı sıra retinoskopi ve autorefraktometride gözlük numarasının hızla değişmesi dikkat çeker. Hastalığın olma şüphesi varsa, çeşitli görüntüleme testleri kullanılır:

  • Kornea topografisi: En duyarlı yöntemdir. Placido disk veya Scheimpflug tabanlı cihazlarla korneanın eğrilik haritası çıkarılır. Koniklaşan korneada tipik merkez eğim artışı renkli haritada hemen fark edilir.
  • Pachymetri (Kornea kalınlık ölçümü): Bu hastalıkla kornea kalınlığı azalır. Ultrasonik veya optik yöntemle ölçüm yapılır; merkez ve perifer kalınlıkları takip edilir. İnceldiğini gördükçe ilerleme saptanabilir.
  • Keratometri: Basit bir keratometer ile kornea eğriliği ölçülür. Keratokonuslu gözde tipik olarak astigmat artışı ile birlikte ortalama eğrilik 48–55 D’ye kadar çıkabilir. Yüksek keratometrik değer (örneğin >52 D) şüphe uyandırır.
  • Bilgisayarlı Kornea Topografisi: (Pentacam, Orbscan): Ön ve arka kornea yüzeyini, kalınlık haritasını ve kornea tabakalarının topografisini gösterir. Erken teşhis için tek başına ön yüzey topografisi yanıltıcı olabilirken, tomografi arka yüzeydeki eğrilik farklılıklarını da tespit ederek daha kesin tanı sağlar.

Bu yöntemlerin kombinasyonu tanıda güvenilirlik sağlar. Özellikle belirgin rahatsızlık olmasa bile risk altındaki genç bireylerde (örneğin aile öyküsü varsa) kornea topografisi taraması yapılması önerilir.

Tedavi Yöntemleri

Keratokonus tedavisinin iki ana hedefi vardır: Görme bozukluğunu düzeltmek ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaktır. Uygun tedavi hastalığın şiddetine göre belirlenir. Seçenekler şunlardır:

  • Gözlük ve kontakt lensler: Erken dönemde düzeltilmiş görme için gözlük veya yumuşak torik lensler kullanılabilir. Ancak ilerleyen evrede bu yeterli gelmez. Bu aşamada sert gaz geçirgen (RGP) lensler devreye girer; konik korneayı düzleştirerek net görme sağlar. Hibrit (arka yüzeyi RGP, ön yüzeyi yumuşak) veya skleral lensler de tercih edilebilir. Kontakt lenslerle görüş düzeltildiğinde kornea fonksiyon görmeye devam eder, ancak hastalığı durdurmaz. Merck Manual’a göre bu hastalığın tedavisinde ilk adım önce torik yumuşak lensler, daha sonra RGP lenslerdir; çok ileri olgularda skleral lenslerle devam edilir. Kontakt lens kullanımı rahatsızlık verebilir ve enfeksiyon riski artar.
  • Kornea içi halkalar (ICRS, Intacs, Keraring): Kornea stromasına küçük plastik segmentler yerleştiren cerrahi bir yöntemdir. Halkalar konik korneayı mekanik olarak destekleyip düzleştirerek astigmatizmayı azaltır. Orta evre keratokonuslu hastalarda görüşü iyileştirebilir. İmplantasyon ameliyatı genellikle lokal anestezi ile yapılır. Avantajı geri dönüştürülebilir olmasıdır; gerektiğinde halkalar çıkartılabilir. Dezavantajı ise ileri evre keratokonusta etkin olmaması ve enfeksiyon, kornea erozyonu gibi komplikasyon riskidir.
  • Kornea collagen cross-linking (CXL): Riboflavin (B2 vitamini) damla sonrası UV-A ışık uygulayarak korneal kollajen lifleri arasında kimyasal bağlar oluşturmayı hedefler. Bu işlem korneayı sertleştirir ve hastalığın ilerlemesini durdurabilir. FDA onaylı tek tedavi yöntemidir. Cross-linking, genellikle 30 dakikalık UV-A ışık dozuyla (“epi-off” yöntemi) uygulanır. İşlem sonrası kornea 1 saat kadar kornea mikroskobu altında tutulur. CXL keratokonusun ilerlemesini yavaşlatır veya durdurur, böylece kornea nakli ihtiyacını azaltır. CXL görmeyi anında düzeltmese de tedavi edilmeyen olgulardaki hızlı bozulmayı engeller. Yenilikçi teknikler (epi-on, iontoforez gibi epitelin kaldırılmadığı versiyonlar) halen araştırılmaktadır. CXL sonrası epitel onarımı birkaç günde tamamlanır; genellikle 1–3 gün kornea bandaj lens altında tutulur. İyileşme sürecinde antibiyotik ve steroid damlaları kullanılır.
  • Fotorefraktif Keratektomi (PRK) + CXL: Hafif keratokonuslu bazı olgularda, excimer lazerle kornea yüzeyinde refraktif düzeltme (topo-guided PRK) yapılıp hemen ardından CXL uygulanması denenir. Böylece hem kırma kusuru azaltılır hem kornea stabil hale getirilir. Bu kombinasyon özellikle yüksek görme düzeltmesi gereken genç hastalar için değerlendirilmektedir. Yöntemleri halen klinik araştırma aşamasında olup, her merkezde standart değildir.
  • Keratoplasti (Kornea nakli): İleri evre keratokonus için son çaredir. Penetran keratoplasti (PKP) ile tüm kornea çıkarılır, donör dokusu ile değiştirilir. Alternatif olarak Derin Lameller Keratoplasti (DALK) tercih edilebilir; DALK’ta sadece kornea ön bölümü nakledilir ve hastanın endotele tutunulur. DALK’ın avantajı endotel korunarak rejeksiyon riskini azaltmasıdır. Moorfields Eye Hospital verilerine göre, keratokonuslu olgularda yapılan PKP’lerde 5 yıl sonunda graft sağkalımı yaklaşık %95’tir. Nakil ameliyatı görme kazancı en yüksek yöntemdir; %75’e yakın hasta yasal sürüş sınırına çıkacak kadar görme elde edebilir. Dezavantaj olarak ise büyük cerrahi, enfeksiyon riski, uzun iyileşme (tam görme kazanımı 1–2 yıl alabilir) ve rejeksiyon riski sayılabilir. Nakilden sonra en az 6 ay topikal steroid tedavisi devam eder.

Tedavi yöntemleri şöyle özetlenebilir:

YöntemNasıl YapılırAvantajlarıDezavantajları
Gözlük / Yumuşak LensKırma kusurları düzeltilir (miyop, astigmat), basit uygulama.Kesik/ameliyat olmaz, kolay; erken dönemde pratik.Hastalığı durdurmaz, ilerlemiş korneada yetersiz.
Sert Gaz Geçirgen LensKonik korneaya uyumlu sert lens takılır.Düzensiz astigmatizmayı iyi düzeltir.Takıp çıkarması zor, rahatsızlık verebilir; kornea stabil olmaz.
Intracorneal HalkalarKornea stroma içine plastik yarım halkalar yerleştirilir.Görüşü kısmen iyileştirir; geri alınabilir.Etkisi sınırlı; enfeksiyon, erozyon riski; ileri evreye yetersiz.
Corneal Cross-Linking (CXL)Riboflavin + UV-A ışık ile kornea güçlendirilir.Hastalığın ilerlemesini durdurur, nakil ihtiyacını azaltır.Görmeyi anında düzeltmez; iyileşme süresi var (epitel onarımı gerekir).
Penetran Keratoplasti (PKP)Kornea tamamen donör doku ile değiştirilir.Çok iyi görüş düzeltmesi; ileri vakalarda etkin.Büyük cerrahi; enfeksiyon, red riski var; iyileşme uzun (1–2 yıl).
Derin Lameller Keratoplasti (DALK)Kornea ön katmanı nakledilir, endotel korunur.Rejeksiyon riski PKP’ye göre daha düşüktür.Cerrahi daha karmaşık; bazı vakalarda eksik şeffaflık olabilir.

Ameliyat Süreci ve İyileşme

CXL İşlemi: Cross-linking genellikle ayaktan yapılan bir işlemdir ve toplam süresi yaklaşık 1 saati bulur. İşlem sırasında gözyaşı filminden epitel tabakası temizlenir, korneaya riboflavin damlaları tatbik edilir. Korneada riboflavin doyması sağlandıktan sonra UV-A ışık 30 dakika boyunca kontrollü bir şekilde uygulanır. Bu sırada hasta mikroskop altında tutulur. İşlem sonrası kornea epitelinin kapanması için bandaj kontakt lens takılır; ilk birkaç gün ağrı, sulanma olabilir. Hastaya antibiyotik ve steroid damla reçete edilir. Epitel genellikle 3–5 gün içinde iyileşir. Görme bir süre bulanık olabilir; CXL’nin etkisi zaman içinde, aylara yayılarak netleşir.

Kornea cross-linking sırasında cerrahın mikroskop altındaki çalışması görülmektedir. Epitel kaldırılıp riboflavin uygulandıktan sonra UV-A ışık doğrudan korneaya yönlendirilir. Bu işlem korneal kollajeni güçlendirerek hastalığın ilerlemesini engellemeyi hedefler.

Keratoplasti Ameliyatı: Penetran keratoplasti (PKP) genellikle lokal veya genel anestezi altında yapılır ve ortalama 1 saat sürer. Ameliyatta hasarlı kornea tümüyle çıkartılır, yerine yaklaşık 8–8.5 mm çaplı sağlıklı bir donör kornea yerleştirilip düzeltilir. Derin lameller keratoplasti (DALK) yapılacaksa sadece kornea ön katmanları çıkarılıp donör doku dikilir; kornea iç yüzeyi (endotel) korunur. Her iki yöntemden sonra göz reçeteye bağlı dikişlerle kapatılır.

Ameliyat sonrası hasta genellikle aynı gün evine döner. İlk hafta düzenli muayeneler yapılır; ardından aylık kontrollere geçilir. Ameliyattan hemen sonra steroid ve antibiyotik damlalar verilir ve en az 6 ay steroid tedavisi devam eder. Dikişler, korneanın iyileşme sürecine göre 3. aydan itibaren kısım kısım alınmaya başlanır ve genellikle 12–18 ay içinde tamamen çıkarılır. Görme kazanımı zaman alır; Moorfields Eye Hospital verilerine göre hastaların çoğu nakilden yaklaşık 12–24 ay sonra istenen görmeye ulaşır. PKP uygulanan keratokonus hastalarının %75’i ameliyat sonrası yasal sürüş eşiğini sağlayacak kadar görme kazanır. DALK’da endotel reddi riski daha düşük olduğundan, uygun hastalarda tercih edilebilir. Ancak DALK cerrahisi teknik açıdan zordur.

Güncel Bilimsel Araştırmalar

Son yıllarda keratokonus araştırmalarında genetik, tanı ve tedaviye odaklanan pek çok çalışma yapılmaktadır. Örneğin 2024’te yayınlanan bir çalışmada, keratokonus hastalarının yaşam kalitesinin belirgin şekilde azaldığı ve görme ile ilgili gündelik aktivitelerde kısıtlanmalar yaşadığı vurgulanmıştır. 2023’te gerçekleştirilen bir Cochrane derlemesinde ise yapay zekâ algoritmalarının kornea topografisinden keratokonus saptamadaki doğruluğu incelenmiştir. Yapay zekâ, eğitim setleri ile eğitildiğinde keratokonus teşhisinde yüksek duyarlılığa sahiptir. Ayrıca kornea biyomekaniği çalışmaları (örneğin Brillouin mikroskopi) ve genetik analizler yeni bulgular ortaya koymaktadır. Öte yandan tedavi alanında riboflavin iyontoferzi (epti-on CXL) ve pulsatil CXL gibi modifiye CXL protokollerinin etkinliği araştırılmaktadır. Yeni kornea rejenerasyon yöntemleri ve kök hücre araştırmaları da gelecekteki umut vadeden konular arasındadır.

Uzman Görüşleri

American Academy of Ophthalmology (AAO): Keratokonusu korneanın konikleşmesi şeklinde tanımlayan AAO, erken tanının ve korunma önlemlerinin önemini vurgular. AAO’ya göre bu hastalık genetik ve çevresel faktörlerden kaynaklanabilir; ilerlemesi gözlemlenen hastalarda corneal cross-linking gibi koruyucu tedavilerin uygulanması önerilir.

Mayo Clinic, keratokonus tedavisinde kademeli bir yaklaşım benimser. Hastalığın ilerlemesini durdurmak için kornea cross-linking’in yararlı olduğunu belirtir. İleri vakalarda gözlük veya sert kontakt lenslerle mümkün olduğunca uzun süre görme sağlanması ve gerekirse kornea nakli düşünülmesi gerektiğini ifade eder. Mayo Clinic ayrıca atopik hastalıkların ve kronik göz ovuşturmanın hastalık riskini yükselttiğinin altını çizer.

MMoorfields Eye Hospital: Moorfields, keratokonus hastalarında kornea nakli sonuçlarını paylaşan önemli kurumlardan biridir. Moorfields verilerine göre hastalarda PKP sonrasında graft sağkalımı yaklaşık %95’tir. Ameliyat sonrası hastaların çoğu 12–24 ay içinde görme kazanır; nakil olanların %75’i yasal sürüş görmesine erişir. Moorfields, ameliyat sonrası uzun süreli steroid tedavisi ve düzenli kontrollerin gerekliliğini vurgular. Ayrıca uygun olgularda DALK tekniği ile nakil yapılmasını destekler; DALK’da endotel korunarak red riski azaltılabilir.

Türkiye ve Dünyada Görülme Sıklığı

Bu h astalığın görülme oranı coğrafyaya göre büyük farklılıklar gösterir. Dünya genelinde yapılan meta-analizlere göre görülme oranı ortalama 1,38/1000 (yaklaşık %0,14) olarak bildirilmektedir. Ancak bu oran Avrupa’da %0,05 civarı iken, Orta Doğu ve Asya’da çok daha yüksektir. Örneğin Lübnan’da görülme oranı %3,3, Hindistan’ın bazı kırsal bölgelerinde %2,3 bulunmuştur. Türkiye’de sınırlı sayıdaki çalışmada görülme oranı daha yüksek bulunmuştur; bir üniversite hastanesinde 20-34 yaş arası gençler arasında yapılan çalışmada keratokonus oranı %2,4 olarak saptanmıştır. Yani Türkiye, dünya ortalamasının oldukça üstünde bir görülme oranına sahiptir. Bu farklılıklar muhtemelen genetik yapıda ve çevresel faktörlerdeki çeşitlilikten kaynaklanmaktadır.

Sık Sorulan Sorular

Keratokonus tam olarak nedir?

Keratokonusun tanımını anlatan Türkçe soru-cevap görseli

Korneanın incelip öne doğru sivrileşerek koni biçimini aldığı ilerleyici bir göz hastalığıdır. Bu durum ışığın retina üzerine düzgün odaklanmasını engeller ve görmede bozulmalara yol açar.

Keratokonus kalıcı bir hastalık mıdır?

Keratokonusun kalıcılığı hakkında bilgi veren soru görseli

Evet. Doğal seyri ilerleyici olan keratokonus tedavi edilmediğinde kalıcı görme bozukluklarına neden olabilir. Ancak günümüzde çeşitli tedavi yöntemleriyle hastalığın ilerlemesi durdurulabilir ve görme kalitesi artırılabilir.

Keratokonusun en yaygın belirtileri nelerdir?

Keratokonusun belirtileri ile ilgili bilgilendirici Türkçe görsel

En sık belirtiler; bulanık veya çift görme, ışık hassasiyeti, geceleri parlama ve ışık saçılması, sık reçete değişimi ve gözlükle yeterli görüş sağlanamamasıdır.

Keratokonus tanısı nasıl konur?

Keratokonusun tanı yöntemlerini açıklayan infografik Türkçe görsel

Genellikle dört evreye ayrılır: hafif, orta, ileri ve şiddetli. Her evrede kornea daha fazla incelir ve dikleşir, görme kalitesi azalır ve tedavi seçenekleri farklılaşır.

Keratokonus tedavisi mümkün mü?

Keratokonusun tedavi edilebilirliğini sorgulayan görsel

Başlıca yöntemler şunlardır: gözlük, sert kontakt lensler, kornea içi halka implantları, kornea cross-linking (CXL) ve ileri vakalarda kornea naklidir (keratoplasti).

Cross-Linking (CXL) işlemi nasıl yapılır ve ne işe yarar?

CXL işlemi ve faydalarını anlatan Türkçe görsel

CXL işleminde korneaya riboflavin damlası uygulanır ve ardından UV-A ışığı ile sertleştirme sağlanır. Bu yöntem korneanın zayıflamasını önleyerek hastalığın ilerlemesini durdurur.

Keratokonus ameliyatı ne zaman gerekir?

Keratokonus ameliyatı için uygun zamanı anlatan soru-cevap görseli

Kornea çok incelmiş, ciddi derecede skar oluşmuş ve diğer tedavilere yanıt alınamamışsa kornea nakli (ameliyat) gerekebilir. Bu genellikle ileri evre keratokonus hastalarında uygulanır.

Keratokonus ameliyatı sonrası iyileşme süreci nasıldır?

Ameliyat sonrası süreç hakkında Türkçe görsel

Keratoplasti sonrası iyileşme süreci uzundur; tam görme kazanımı 1–2 yıl sürebilir. Bu süreçte steroid damlalar kullanılır ve düzenli doktor kontrolleri gerekir.

Keratokonus hastaları lens kullanabilir mi?

Keratokonus hastaları için lens kullanımı hakkında açıklayıcı görsel

Evet. Özellikle sert gaz geçirgen (RGP), hibrit veya skleral lensler, kornea yüzeyini düzgünleştirmede etkilidir ve görme kalitesini artırabilir.

Keratokonus çocuklarda da görülür mü?

Çocuklarda keratokonus görülme ihtimaline dair bilgi içeren Türkçe görsel

Nadir de olsa çocukluk döneminde başlayabilir. Genetik yatkınlık varsa ve göz ovuşturma alışkanlığı bulunuyorsa, çocuklarda da erken tanı önemlidir.

Göz ovuşturmak keratokonus riskini artırır mı?

Göz ovuşturmanın keratokonus üzerindeki etkisini anlatan Türkçe soru-cevap görseli

Evet. Şiddetli ve sürekli göz ovuşturma, korneayı zayıflatır ve keratokonus gelişimini hızlandırabilir. Alerjisi olan bireylerde bu risk daha yüksektir.

Keratokonus tekrarlar mı?

Keratokonusun tedavi sonrası tekrar edip etmeyeceğini anlatan görsel

Tedavi sonrası hastalığın ilerlemesi durdurulsa da kontrol edilmezse zamanla yeniden ilerleyebilir. Bu nedenle düzenli takip şarttır.

Keratokonus görme kaybına neden olur mu?

Keratokonusun görme kaybına yol açıp açmayacağına dair bilgi görseli

İleri evrelerde ciddi görme bozuklukları oluşabilir. Ancak uygun tedavi ve düzenli takip ile kalıcı görme kaybı önlenebilir.

Kaynaklar: Keratokonusla ilgili bilgiler güvenilir göz hastalıkları kaynaklarından alınmıştır. AAO ve Mayo Clinic rehberleri, Merck Manual ve bilimsel dergiler önemli referanslardır.

Berkay

NetGöz, EyeCareHouse ve LasikSurgery.info sağlık platformlarının kurucusu ve içerik editörüyüm. Göz sağlığı ve dijital hasta bilgilendirme alanlarında yayın stratejileri geliştiriyorum.

İlgili Makaleler

UZMANLARIMIZA SORUN 💬

Göz sağlığınızla ilgili her türlü sorunuzu aşağıya yorum olarak yazabilirsiniz. Uzmanlarımız size en kısa sürede dönüş yapar.

Göz Testine Başla Doktor Rehberine Katıl